Daha ısınmadan yüzümün teni, ayazı geçti çoktan kuruyan yeri.. Hemde kuru bir ayazdı geçen günler. Terli ve hasta halimle korkularımla yüzleştim. Kaygılarımla seviştim. Artık eskisi gibi her şey heyecanını yitiriyordu. Ne zaman soğuk mevsimlerde bir çay yudumlasam o anda başlıyordu hayat anlatmaya. Ne her şeyi konuşabilen camii cemaatleri kalmıştı, ne de hiç bir şey bilmeyen ve sadece eğlenmek isteyen akranlar.. Zaman yitik, yaş 20! Sen gel de yaşa onca güzel şeyi, Sonra böbürlen Allah'a! Yok ya var mı ulan böyle bi dünya? Yok tabi.. Yaş 20 yolun belki çeyreğinden bile daha az bir zaman eder ama, her banka da bozuk 20'liği kabul etmiyor misali anlatayım size darmaduman bir hayatı. Yüksek rakımlardan yaşanamayan sevdaları, dert ve tasaları neymiş Palandöken'in bizzat kendisi şahit bu olaya. Tasalanan kim varsa, ya isteği zalim şehre bakıp bir bira içmektir, Ya da yüksek sesle müzik dinleyip sonra yanında ki güzelliğin çatlamış gevrek dudaklarının tadına bakmaktır....