Murat Dadaş

Seni anlatmaya ömür Bana sen Memlekete kar Demliğe çay yetmez. Söyleyemem derdimi kaldı içimde Derdimi anlatmaya gücüm yetmez. Seni bulmaya çarem Bana takat Memlekete huzur İçtiğim su yetmez. Yetmez artık İçimde bir yangın sorma Günlerime yanarım bu yangını söndürecek Bana soğuk, bu yangına kar, bana dere, bu yangına nehir yetmez. Karanlık sokaklar da yürüyorum Beni aydınlatacak lamba Yürüyecek kaldırım Ayaklarıma takat yetmez. Kimsesiz ve zavallı dedirtmem kimseye Feryat etmeye dilim yetmez. Falımızda ayrılık varsa bu kadere dur demeye Acı veren kalpsize Geç de olsa anlamaya Pişman olmamaya Zaman yetmez.

İnce bir dalın üstünde ayakta kalmaya çalışan birer aşıktık lakin ağacın dalı kırıldı, ağaç bizi taşımadı. Bakma öyle Yüksekleri bırakıp Yer yüzüne inseydik, ağacın dalında ne işimiz vardı? Gönül, bizi bir ağacın dalında mı birleştirdi? Seni oraya çıkartmakla ben hata ettim.

Biz ki geceleri bir sigara tutuşturup Ahmet Kaya dinlerdik. Ne sen leylasın ne de ben mecnun... Efkar dolu eski kapılar, geceleri durmak bilmeyen gıcıltısı evde kimseyi uyutmuyor. Hatıralar gözümün önünde. Kaybedilen her şeyin değerlendiği bir gecenin açılış şarkısını dinledik. Sıradaki şarkı, kaybolunca değerlenen sevgiliye gelsin. Her gece bir hatırayı uyandırıyor. Bu kadar hızlı yaşamanın bedeli budur herhalde. Susmak bilmiyor yanan kombinin sesi, uğultusu beni yalnızlığa sürüklüyor. Kışın geceler ağır geçiyor, sanki hiç bitmeyecek gibi bu mevsim. Baharı göremeyecek korkusu salıyor içimi. Ahmed Arif de hasretinden prangalar eksitti. Karanlık gecelerde kendinden geçti. Sevdiğim Azeri türküleri de tat vermiyor, duvarlar sanki üzerime çökmüş gibi. Efkarın en güzel tarafı deşarj ediyor adamı. Müzikler ruhunu okşuyor insanın ama hissettiğim müzikle de bir alakası yok. Bu böyle olmayacak. En iyisi uyumak, uyandığında umut ettiğin ne varsa o günü beklemek. Elden başka bişe gelmez, gideni g...

‘Şu kadar para yatır karşılığında şu kadar paran olsun.’ Yok efendim ‘bilgisayarını açık tut şu kadar para kazanırsın’ sonra ne diyorlar ha bi de çiftlik bank, bitcoin madenciliği, Saadet zinciri vs. Bunların hepsi yalan boş iş. Hayatta emeksiz para kazanmak diye bir şey duydunuz mu hiç? Varsa da helal mi? İnsanın zafiyeti hazıra konmaktır, bunu fırsata çevirmeyi bilen ve kendini zeki sanan bir kaç insan ‘kara para’yı aklamanın masumane yolunu bulmuşlar. Bir para faizsiz nasıl değerlenir? Hepsinin yolu aynı, helal kazanmak yok senin üç kuruşuna gözünü diker bi şekilde alır o paranı karşılığında para verende var vermeyende. Son dönemin en şahane oyunu “çiftlik bank” vergi desen yok, muhattap yok, resmiyet yok sistem Kıbrıs’ta milyarlarca para yatırılıyor ve bu para 5-6 ya katlanıyor eyvallah. Kredi çekip bu işe girenler var, kurucusuna bi bakın Elon Musk gibi kendini harikalar yarattığını zanneden bi zavallı eleştiriye de kapalı biri. Hadi yine bu iyi hiç değilse tepkilere karşılık vere...