Ne Diyelim, Nenemiz Ölsün !
Bildiğiniz gibi şu günlerde Erzurum'da tartışma yaratan büyük bir olay var. "Erzurum'un milli Türküsü "Sarı Gelin"e Ermeniler sahip çıkmaya çalışırken, Ermenilerin amaçlarına destek olmak isteyen Sanatçı Sezen Aksu, Sarı Gelin'i Ermenice okuyacağını ve yeni albümüne ekleyeceğini bir kaç gün önce açıklamıştı.
Öncelikle şunu söylemem gerekir ki; Sayın Sezen Aksu'yu sevenlerden biriyim sesine, müzik üretkenliğine, kişiliğine diyecek söz yok. Ancak bir sanatçı zaman zaman öylesine notaları kırıyor ki, öyle bir kendine yakışmayan şeyler yapıyor ki, işte o anda Sezen'e olan hayranlığımız bir anda, korku ve endişe veriyor. Sezen Aksu'ya elbetteki, gerek Erzurumlulardan gerek ise başka yerlerden tepki yağacak, yağmak da zorunda...
Nedense bunu birilerin son derece yanlış buluyormuş, acaba neden yanlış buluyormuş ? Bir sormak lazım kendilerine. Bunu Sevgili Mehmet Şener açıklamıştı onuda paylaşacağım.
Öncelikle şunu söylemem gerekir ki; Sayın Sezen Aksu'yu sevenlerden biriyim sesine, müzik üretkenliğine, kişiliğine diyecek söz yok. Ancak bir sanatçı zaman zaman öylesine notaları kırıyor ki, öyle bir kendine yakışmayan şeyler yapıyor ki, işte o anda Sezen'e olan hayranlığımız bir anda, korku ve endişe veriyor. Sezen Aksu'ya elbetteki, gerek Erzurumlulardan gerek ise başka yerlerden tepki yağacak, yağmak da zorunda...
Nedense bunu birilerin son derece yanlış buluyormuş, acaba neden yanlış buluyormuş ? Bir sormak lazım kendilerine. Bunu Sevgili Mehmet Şener açıklamıştı onuda paylaşacağım.
Bu konu da tabi ki bende çok tepkiliyim, neden diye sorarsanız; Sarı Gelin türkümüzün Ermenice okunması çoğu şeyi değiştirmez elbette ama ne var ki, Özellikle Türkiye-Ermeni ilişkilerinin gideren Türkiye alehine döndürülmeye çalışıldığı şu günlerde, böyle bir tepki girişimi yapacağımızı da malumudur. Milliyetcilik duygularını biraz da olsa içinde taşıyan her insan evladı bunu özgün hisse darlığıyla elbette yapmak zorunda.
Ermeniler bir yandan Türkiyeyi "Soykırımcı" olarak nitelerken, ve düşmanlık tohumlarına her gün biraz daha yenilerini eklerken, dahası işgal ettikleri kardeş ülke Azerbaycan'ın Dağlık karabağ bölgesi'ni halen daha işgal altında tutarken, bitmedi Hocalı da Asıl soykırımı yapanların kendileri olduğunu görmek istemezken, ortada yıllardır böylesine gerçekler varken, Sezen Aksu'nun bu Ermeni hayranlığına anlam vermek mümkün değil !
Belki Sezen Aksu Sarı Gelinimizi başka dillerde söyleseydi bu kadar tepki yağmazdı görüşümce
Sarı gelin türkümüzün Ermenice okunmasına hiç ihtiyaç yoktur bence. Sarı Gelin türkümüzü Ermenice okuyarak barış sağlanmayacağını ve hiçbir şekilde hiçbir şeye fayda bulmayacağının az buçuk farkına varıyoruz.
Herkesin kendine has kültürü ve yaşam tarzı vardır. Sanki Ermeniler kendi şarkılarını ve ağıtlarını, "gelin hep beraber Türkçe okuyalım" demiyorlar ama. Ermeniler Türk Kültüründen etkilendiği için, Ermeniler arasında birçok şifahî halk edebiyatı ürünümüzün yaşıyor olması, Sarı Gelin türküsünün, bir Ermeni türküsü olduğu iddiasının sebep olmuştur. Böyle bir şey yoktur.
Sarı Gelin Türküsünde Ermenice kelime yoktur.
"Ben kendi dinimin ve hayat görüşümün, kendi kültürümün ne dediğine bakarım!" diyen biri, nasıl olur da alakası olmayan Ermenice görüşlü bir mısra döker ? Anlamış değilim.
Bu topraklarda acıdan veya gönençten doğan türküler Ermenice okunmamalı, bu acıları bu toprakta ki insanlar yaşamış ve bunları ağıt haline getirmişse kimse boşuna debelenmesin, bu türküde yer alan Erzurumlu bir delikanlının, aşık olduğu Sarı Gelin acısını Türklere bırakılan bu türküyü bırakın Erzurum ve Erzurumlular Sürdürsün Ermeniler değil.
Her zaman örnek aldığım iyi bir gazeteci vardı, adı Mehmet Şener ve bu konu ile ilgili birileri onu sert bir şekilde yorumlamıştı "Mehmet Şener Ayıp Etmiş" Diye, bir bakalım Mehmet Şener nasıl Ayıp etmiş? En son yazdığı yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum...
Demek ki sen de Ermenisin!
Allah’tan ki soyumuz sopumuz belli de, şu hezeyanlara aldırmıyoruz. Yoksa yazılıp çizilenler yenilir yutulur cinsten şeyler değil.
Beyimiz buyurmuş:
“Sen kimi oluyorsun da, Sarı Gelin türküsünün Ermenice okunacak olmasına şiddetli tepki göstermiyorsun. Demek ki, sen de bir Ermeni’sin!”
Sizi temin ederim ki, en masumu buydu. Öyle tepkiler vardı ki insanın dehşete kapılmaması mümkün değil.
Akıl tutulması böyle bir şey demek ki…
Baksanıza:
Etraf pimi çekilmiş bombaların istilasında.
Dünkü yazımızın sonuna kadar arkasındayız. Aynı şeyleri tekrar etmek istemiyoruz ama sözümüz söz:
-Sarı Gelin türküsü bu coğrafyanın yani Erzurum’un türküsüdür. Kim bestelemiş bilmiyoruz. Bunun hiçbir önemi de yok. Sarı Gelin, Türkçe söylendiğinde de insanları kendine bağlıyor, Ermenice söylendiğinde de…
Çok sağlıklı yorumlar da vardı. Misal; Birgül Hanım aynen şunları yazmıştı:
“Sezen Aksu’nun Sarı Gelin’i Ermenice okumasında elbette hiçbir sakınca yoktur; zaten daha önce defalarca okumuştu. Lakin keşke Sezen Aksu kadar ünlü bir Ermeni sanatçı da Sarı Gelin’i Türkçe okusaydı. Ve bunu da Sezen Aksu sağlasaydı.”
Eyvallah…
Dört dörtlük bir öneri…
Biz de aynı görüşteyiz. Sarı Gelin, bu toprakların müziği olarak farklı topraklarda da karşılık buluyor. Bu işin güzel tarafı… Keşke başta Ermeni sanatçılar olmak üzere, başkaları da Türkçe okusalar…
Bu temennimiz; ama okumuyorlar diye de, “Siz niçin Ermenice okuyorsunuz?” diye çıkışma hakkımız yok.
Çünkü sanat evrenseldir.
Ne mutlu bize…
Öyle bir eserimiz var ki, başka lisanlarda da okumak için insanlar sıraya girmişler.
Komplekse kapılmaya gerek yok.
Kim nasıl bir kılıf uydurmaya çalışırsa çalışsın, Sarı Gelin bu şehrin namesidir ve bu toprakların hamurudur.
İster Ermenice okunsun, ister Rumca; hiç fark etmez…
Biz biliyoruz ya…
Çünkü abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan şüphemiz olsun.
Nasıl ki bize, “Ermeni piçleri” diyenlerden ötürü, geri dönüp soy araştırması yapmıyorsak, “Sarı Gelin Ermenice de okunsun” dediğimiz için, Ermeni muhibbi olmayacağımızı biliyoruz.
Aslına bakarsanız biz bu anlamda epey şanslıyız. Zira aynı gün yani dün Palandöken’de kıymetli ağabeyimiz Vahdet Nafiz Aksu da, aynı konuda yazmıştı. Okuyanlar bilir o yazı, benim yazıyla neredeyse taban tabana zıttı. Ama ne çıkar…
Aklını kin ve nefrete ipotek vermiş kimileri tıpkı bize sövüp saydıkları gibi Vahdet Bey’e de ateş püskürmüşlerdi:
“Vay sen nasıl olurda yazında Sezen Aksu’ya rica edersin, Ermenice okuma diye!”
Peki ne demesi lazımmış:
“Bak Sezen bizi oraya getirme”
Evet; aynen böyle…
Sezen Aksu’yu eleştiren Vahdet Nafiz Aksu’ya bile tahammül edemediler.
Bize ağız dolusu sövmeleri son derece doğal!
İşin en komik tarafı ise, bu adamların Erzurum’un bir dünya kenti olmasını istemeleridir.
Bendeniz gülmeye bile değer bulmuyorum.
EEEE ne diyelim Mehmet ağabey ; "Nenemiz Ölsün !"
Ermeniler bir yandan Türkiyeyi "Soykırımcı" olarak nitelerken, ve düşmanlık tohumlarına her gün biraz daha yenilerini eklerken, dahası işgal ettikleri kardeş ülke Azerbaycan'ın Dağlık karabağ bölgesi'ni halen daha işgal altında tutarken, bitmedi Hocalı da Asıl soykırımı yapanların kendileri olduğunu görmek istemezken, ortada yıllardır böylesine gerçekler varken, Sezen Aksu'nun bu Ermeni hayranlığına anlam vermek mümkün değil !
Belki Sezen Aksu Sarı Gelinimizi başka dillerde söyleseydi bu kadar tepki yağmazdı görüşümce
Sarı gelin türkümüzün Ermenice okunmasına hiç ihtiyaç yoktur bence. Sarı Gelin türkümüzü Ermenice okuyarak barış sağlanmayacağını ve hiçbir şekilde hiçbir şeye fayda bulmayacağının az buçuk farkına varıyoruz.
Herkesin kendine has kültürü ve yaşam tarzı vardır. Sanki Ermeniler kendi şarkılarını ve ağıtlarını, "gelin hep beraber Türkçe okuyalım" demiyorlar ama. Ermeniler Türk Kültüründen etkilendiği için, Ermeniler arasında birçok şifahî halk edebiyatı ürünümüzün yaşıyor olması, Sarı Gelin türküsünün, bir Ermeni türküsü olduğu iddiasının sebep olmuştur. Böyle bir şey yoktur.
Sarı Gelin Türküsünde Ermenice kelime yoktur.
"Ben kendi dinimin ve hayat görüşümün, kendi kültürümün ne dediğine bakarım!" diyen biri, nasıl olur da alakası olmayan Ermenice görüşlü bir mısra döker ? Anlamış değilim.
Bu topraklarda acıdan veya gönençten doğan türküler Ermenice okunmamalı, bu acıları bu toprakta ki insanlar yaşamış ve bunları ağıt haline getirmişse kimse boşuna debelenmesin, bu türküde yer alan Erzurumlu bir delikanlının, aşık olduğu Sarı Gelin acısını Türklere bırakılan bu türküyü bırakın Erzurum ve Erzurumlular Sürdürsün Ermeniler değil.
Her zaman örnek aldığım iyi bir gazeteci vardı, adı Mehmet Şener ve bu konu ile ilgili birileri onu sert bir şekilde yorumlamıştı "Mehmet Şener Ayıp Etmiş" Diye, bir bakalım Mehmet Şener nasıl Ayıp etmiş? En son yazdığı yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum...
Demek ki sen de Ermenisin!
Allah’tan ki soyumuz sopumuz belli de, şu hezeyanlara aldırmıyoruz. Yoksa yazılıp çizilenler yenilir yutulur cinsten şeyler değil.
Beyimiz buyurmuş:
“Sen kimi oluyorsun da, Sarı Gelin türküsünün Ermenice okunacak olmasına şiddetli tepki göstermiyorsun. Demek ki, sen de bir Ermeni’sin!”
Sizi temin ederim ki, en masumu buydu. Öyle tepkiler vardı ki insanın dehşete kapılmaması mümkün değil.
Akıl tutulması böyle bir şey demek ki…
Baksanıza:
Etraf pimi çekilmiş bombaların istilasında.
Dünkü yazımızın sonuna kadar arkasındayız. Aynı şeyleri tekrar etmek istemiyoruz ama sözümüz söz:
-Sarı Gelin türküsü bu coğrafyanın yani Erzurum’un türküsüdür. Kim bestelemiş bilmiyoruz. Bunun hiçbir önemi de yok. Sarı Gelin, Türkçe söylendiğinde de insanları kendine bağlıyor, Ermenice söylendiğinde de…
Çok sağlıklı yorumlar da vardı. Misal; Birgül Hanım aynen şunları yazmıştı:
“Sezen Aksu’nun Sarı Gelin’i Ermenice okumasında elbette hiçbir sakınca yoktur; zaten daha önce defalarca okumuştu. Lakin keşke Sezen Aksu kadar ünlü bir Ermeni sanatçı da Sarı Gelin’i Türkçe okusaydı. Ve bunu da Sezen Aksu sağlasaydı.”
Eyvallah…
Dört dörtlük bir öneri…
Biz de aynı görüşteyiz. Sarı Gelin, bu toprakların müziği olarak farklı topraklarda da karşılık buluyor. Bu işin güzel tarafı… Keşke başta Ermeni sanatçılar olmak üzere, başkaları da Türkçe okusalar…
Bu temennimiz; ama okumuyorlar diye de, “Siz niçin Ermenice okuyorsunuz?” diye çıkışma hakkımız yok.
Çünkü sanat evrenseldir.
Ne mutlu bize…
Öyle bir eserimiz var ki, başka lisanlarda da okumak için insanlar sıraya girmişler.
Komplekse kapılmaya gerek yok.
Kim nasıl bir kılıf uydurmaya çalışırsa çalışsın, Sarı Gelin bu şehrin namesidir ve bu toprakların hamurudur.
İster Ermenice okunsun, ister Rumca; hiç fark etmez…
Biz biliyoruz ya…
Çünkü abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan şüphemiz olsun.
Nasıl ki bize, “Ermeni piçleri” diyenlerden ötürü, geri dönüp soy araştırması yapmıyorsak, “Sarı Gelin Ermenice de okunsun” dediğimiz için, Ermeni muhibbi olmayacağımızı biliyoruz.
Aslına bakarsanız biz bu anlamda epey şanslıyız. Zira aynı gün yani dün Palandöken’de kıymetli ağabeyimiz Vahdet Nafiz Aksu da, aynı konuda yazmıştı. Okuyanlar bilir o yazı, benim yazıyla neredeyse taban tabana zıttı. Ama ne çıkar…
Aklını kin ve nefrete ipotek vermiş kimileri tıpkı bize sövüp saydıkları gibi Vahdet Bey’e de ateş püskürmüşlerdi:
“Vay sen nasıl olurda yazında Sezen Aksu’ya rica edersin, Ermenice okuma diye!”
Peki ne demesi lazımmış:
“Bak Sezen bizi oraya getirme”
Evet; aynen böyle…
Sezen Aksu’yu eleştiren Vahdet Nafiz Aksu’ya bile tahammül edemediler.
Bize ağız dolusu sövmeleri son derece doğal!
İşin en komik tarafı ise, bu adamların Erzurum’un bir dünya kenti olmasını istemeleridir.
Bendeniz gülmeye bile değer bulmuyorum.
EEEE ne diyelim Mehmet ağabey ; "Nenemiz Ölsün !"
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler