Tarih, vefa bekliyor!
Tarihimizi tekrar gözümüzde canlandırdığımız o eserler şimdilerde pek bakımsız.Yine bir iş icabı Erzurum - Kars karayolunun güneyinde bulunan Ağzıaçık Tabyasının yaklaşık 1 km güneyinde, Toparlak Köyünün batısındaki 2405 m yüksekliğinde bir tepenin üzerinde yer alan Toparlak Tabya'ya yolumuz düşüyor, çıkmakta güçlük çektiğimiz o berbat yolları size anlatamam.
Ve tabyadan içeri giriyoruz, bir de ne görelim! Koca tabyalar şimdilerde hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Henüz tarihi konusunda pek bir bilgi edinemedim fakat Ermeni ve Rus işgallerinde kullanıldığı kesin yani ortalama (1878) 93 harbi dediğimiz olay. Gazi Ahmet Muhtar Paşa Komutanlığında nice isimsiz kahramanların vatanı kurtarmak adına başlattığı önemli can kayıpları ve nice muharebeler..
Malum yaz sezonu araziye çıkarılan hayvanlara tabyalar ev sahipliği yapıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte büyükbaş ve küçük baş hayvanlarını otlatmak üzere araziye çıkaran vatandaşlar, hayvanlarını tabyalarda saklıyor. Bu bahtsız tabyalardan biri de Toparlak Tabyası.
Dört bir yanı tabyalarla çevrili Erzurum'da asıl amacı turist ve turizme hizmet etmek olan tabyalar, hayvanların istilasına uğradığına şahit oluyoruz ve bu bizi derinden üzüyor.
Bu tabya, Sivişli, Gez ve Ağzıaçık tabya ile birlikte Uzunahmet ve İlave tabyalarının arkasındaki ikinci kademeyi teşkil ediyor.
Deveboynu geçidini ve Pasinler ovasını kontrol altında tutan diğer tabyalar gibi II. Abdülhamit tarafından 1884-1896 yılları arasında Şahap Paşa projesine göre yapılmıştır. Koğuş, topçu ve pusu odalarından meydana gelen tabya, koğuş odalarının tanzimi bakımından, diğer tabyalarda görülmeyen dağınık bir plan şemasına sahip.
İçeri girdiğimizde savaştan sonra insanlığın bir çivi dahi çakmadığını görüyoruz, zaferler kazanılan tabyalar için vefa bu kadar mı dedirttiriyor insana.
Köprü gibi yapılmış bir kapıdan geçtikten sonra bazı şeyler gözümüze çarpı veriyor, büyük baş hayvan küpelerinin yerlerde gezdiğini görüyoruz, bazılarını kontrol amaçlı elimize aldık farklı illerin plaka kodları ile bir de barkod numaraları görüyoruz, daha sonra arkadaşlarla tartışıyoruz, bu küpelerin burada ne işi olabilir?

Sonra bu konuyu gittiğimiz Toparlak köyünde ki bazı köylü vatandaşlara sorduk ahâlinin verdiği cevaplar oldukça ilginçti. "Hayvanları kaçırıyorlar sonra kaçırılan bu hayvanları tabyalara getirip küpelerini değiştiriyorlar daha sonra da bu hayvanları farklı kimliklerde satıyorlar."
Köylünün attığı bu iddia doğru ise bu küpeleri neden hala orada bıraksınlar?
Bence bu işi bilirkişilere bırakmak gerek her neyse eğer Tarım ve Hayvancılık Müdürünü görürsem bu konu da ilgilenmelerini söyleyeceğim.
Tabyanın arka kısmına doğru ilerledik ve yürürken yerlerde veteriner ilaçların kutularını görmezden gelmek mümkün değil,biraz daha ilerledik ve bir yaylı yatak gözümüze çarptı. Anlaşılan hayvanların dışında bir de çoban misafirimiz var..
Bir odadan içeri girdiğimizde daha önce ahır haline getirilen bu oda çamurlar içinde.
Berbat bir halde odadan çıkıyoruz bunca yıllık odanın içine hayvanlar kaçmasın diye kapılara taşlar diziliyor, odaların tavanlarına ipler asılıyor..
Oranın yakınındaki köylüler sahipsiz tabyadan taş almayı ihmal etmiyorlar çünkü bazen lazım oluyor.
Neyse bu yazı gittikçe uzuyor, demem o ki yeri geldiğinde aslını yere göğe sığdıramayan bu "Türk Milleti" kendi tarihine işte böyle sahip çıkıyor. Öyle sahip çıkıyor ki! Tarihi eserlerin duvarlarına sevdiğinin ismini büyük harflerle yazmayı da unutmuyor böylelikle ecdada ders verir nitelikte aşkını ilan ediyor, bir duvardan öteki duvara..
Sayın Vali'nin tabyalar hususundaki hassasiyetini biliyorum, umarım bu sahipsiz tabyalarımıza bir çözüm bulur.

Ve tabyadan içeri giriyoruz, bir de ne görelim! Koca tabyalar şimdilerde hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Henüz tarihi konusunda pek bir bilgi edinemedim fakat Ermeni ve Rus işgallerinde kullanıldığı kesin yani ortalama (1878) 93 harbi dediğimiz olay. Gazi Ahmet Muhtar Paşa Komutanlığında nice isimsiz kahramanların vatanı kurtarmak adına başlattığı önemli can kayıpları ve nice muharebeler..
Malum yaz sezonu araziye çıkarılan hayvanlara tabyalar ev sahipliği yapıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte büyükbaş ve küçük baş hayvanlarını otlatmak üzere araziye çıkaran vatandaşlar, hayvanlarını tabyalarda saklıyor. Bu bahtsız tabyalardan biri de Toparlak Tabyası.
Dört bir yanı tabyalarla çevrili Erzurum'da asıl amacı turist ve turizme hizmet etmek olan tabyalar, hayvanların istilasına uğradığına şahit oluyoruz ve bu bizi derinden üzüyor.
Bu tabya, Sivişli, Gez ve Ağzıaçık tabya ile birlikte Uzunahmet ve İlave tabyalarının arkasındaki ikinci kademeyi teşkil ediyor.
Deveboynu geçidini ve Pasinler ovasını kontrol altında tutan diğer tabyalar gibi II. Abdülhamit tarafından 1884-1896 yılları arasında Şahap Paşa projesine göre yapılmıştır. Koğuş, topçu ve pusu odalarından meydana gelen tabya, koğuş odalarının tanzimi bakımından, diğer tabyalarda görülmeyen dağınık bir plan şemasına sahip.
İçeri girdiğimizde savaştan sonra insanlığın bir çivi dahi çakmadığını görüyoruz, zaferler kazanılan tabyalar için vefa bu kadar mı dedirttiriyor insana.
Köprü gibi yapılmış bir kapıdan geçtikten sonra bazı şeyler gözümüze çarpı veriyor, büyük baş hayvan küpelerinin yerlerde gezdiğini görüyoruz, bazılarını kontrol amaçlı elimize aldık farklı illerin plaka kodları ile bir de barkod numaraları görüyoruz, daha sonra arkadaşlarla tartışıyoruz, bu küpelerin burada ne işi olabilir?
Sonra bu konuyu gittiğimiz Toparlak köyünde ki bazı köylü vatandaşlara sorduk ahâlinin verdiği cevaplar oldukça ilginçti. "Hayvanları kaçırıyorlar sonra kaçırılan bu hayvanları tabyalara getirip küpelerini değiştiriyorlar daha sonra da bu hayvanları farklı kimliklerde satıyorlar."
Köylünün attığı bu iddia doğru ise bu küpeleri neden hala orada bıraksınlar?
Bence bu işi bilirkişilere bırakmak gerek her neyse eğer Tarım ve Hayvancılık Müdürünü görürsem bu konu da ilgilenmelerini söyleyeceğim.
Tabyanın arka kısmına doğru ilerledik ve yürürken yerlerde veteriner ilaçların kutularını görmezden gelmek mümkün değil,biraz daha ilerledik ve bir yaylı yatak gözümüze çarptı. Anlaşılan hayvanların dışında bir de çoban misafirimiz var..
Berbat bir halde odadan çıkıyoruz bunca yıllık odanın içine hayvanlar kaçmasın diye kapılara taşlar diziliyor, odaların tavanlarına ipler asılıyor..
Oranın yakınındaki köylüler sahipsiz tabyadan taş almayı ihmal etmiyorlar çünkü bazen lazım oluyor.
Neyse bu yazı gittikçe uzuyor, demem o ki yeri geldiğinde aslını yere göğe sığdıramayan bu "Türk Milleti" kendi tarihine işte böyle sahip çıkıyor. Öyle sahip çıkıyor ki! Tarihi eserlerin duvarlarına sevdiğinin ismini büyük harflerle yazmayı da unutmuyor böylelikle ecdada ders verir nitelikte aşkını ilan ediyor, bir duvardan öteki duvara..
Sayın Vali'nin tabyalar hususundaki hassasiyetini biliyorum, umarım bu sahipsiz tabyalarımıza bir çözüm bulur.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler