Çok kan kaybettik
Bu sefer savaşla değil yozlaşarak, kötülükleri İyiliklere tedai ederek, insanı iftiraya, belaya girft eyledik. Doğdum ve büyüdüğüm zaman dilimi, birlik ve beraberliğin bittiği noktada kesişiyordu. Kötü zamana denk geldik. Gerçi dünyanın iyi zamanı da olmadı ki. Zor bir başlangıca imtiyaz sahipliği yaparken, soğuk iklimin dayanılmaz sancılarını içimde hissettim. Sıcak, kavrucu yaz aylarında üşüyerek Güneş'in tadını çıkardım. Ve üşümeye başladığım gün, içimden 'Tanrı çileyi yarattı' dedim. Müphem bir sancıydı bu, sonu belli olmayan. Ucu bucağı nereye gider bilinmez, halk nasıl bir kafa bilinmez, kafanın ucu bucağı yok. Kıvranıp duruyorum sancıdan. Soğuk sancıların başlangıcında henüz on sekizinde idim. Aklın terbiye edilemeyeceği günlerde sadece yaşamak istiyordum. Seviyordum ama boş bir sevmekti bu. Henüz on sekizinde iken yaşama, bana gül bahçelerini kim bahşeder Allah'tan başka. 'Erzurum'un kışı zordur balam buz tutar yiğitlerin bıyığı' diyo...