Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türklerin Bahar yorgunluğu

Mevsimlerin geçiş yapması ile insan yoğunluğunun sisteme dayanma gücünü kaybetmesi Bahar Yorgunluğu anlamına gelir. Hınçak Partisi üyelerinin girişimleriyle gerçekleşen 20 Haziran 1890'daki Erzurum İsyanı ve 15 Temmuz'da İstanbul'daki Kumkapı Nümayişi ile ilk Ermeni-Türk çatışmaları başlamış oldu. Memleketimde ülkemde bahar yorgunluğu bir hayli başka, bilirsiniz 1918 Ermeni Kırımı’nı milletimizce pek çok karşılaştığımız can sıkıcı olayları. Dünya’nın çeşitli yerlerinde her yıl bahar aylarında 1918 yılında Türklerin, Ermenileri katlettiğine inanılır Türk Bayrakları yakılır falanlar filanlar.. Avrupa ülkeleri bu işte bakış açışı pek Panorama.. Peki, ülke olarak biz ne yapıyoruz böyle bir şeyi kabul etmiyoruz tamam. Tepkimiz ya nasıl? Sadece böyle bir şey olmadığını, aksine Ermenilerin Türklere yoğun bir katliam yaşattığını söylüyoruz. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk – Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu hocamız bu konuların bilims...

11 Eylül yaprağı

Dışarda yağmur, içimde üşüyen sen. Seni nasıl üzdüm bir bilsem. Ektin gittin içime hüzün yapraklarını, döküldü kırılan kalplerin tozları sokaklara, sen şimdi gitmeyi planlıyorsun ya bak rüzgarın içinde ki yağmurlar bile küsüyor birer birer. Memleket soğuk içimde üşüyen bir yaprak tanesi, türkülerle beslerim seni bu nemli ekim akşamlarında. Bir ayrılık bestesi bir hüzün müziği ne anlatmama yeter bu beynimi kemiren dertli küfteye sadece derin bir sessizlik içinde hava da tayyare sesi. Derin bir pişmanlık benimkisi, zehir bulaştı artık, sen yukardan bakarken buluta dağa benim kalbim Akdeniz’de değil Ege’de kaldı. Yalnızlığım içimde büyüyen bir lisandı. Sensizlik içime işleyen derin bir acı bıraktı. Büyük mesafelerin ardında gizli bir mutluluk, canım turnalar götür beni sevdiğime. Bir gülüş, bir bakıştı istediğim, yoksa eğer yaşatma bizi boş yere. Dışarıda hain bir rüzgar sesi, kulaklarımı tıkıyor bu usulca uğultular, taş duvarlar arasında sıkıştım kaldım, göz bebek...