11 Eylül yaprağı


Dışarda yağmur, içimde üşüyen sen.
Seni nasıl üzdüm bir bilsem.
Ektin gittin içime hüzün yapraklarını, döküldü kırılan kalplerin tozları sokaklara, sen şimdi gitmeyi planlıyorsun ya bak rüzgarın içinde ki yağmurlar bile küsüyor birer birer.

Memleket soğuk içimde üşüyen bir yaprak tanesi, türkülerle beslerim seni bu nemli ekim akşamlarında. Bir ayrılık bestesi bir hüzün müziği ne anlatmama yeter bu beynimi kemiren dertli küfteye sadece derin bir sessizlik içinde hava da tayyare sesi.

Derin bir pişmanlık benimkisi, zehir bulaştı artık, sen yukardan bakarken buluta dağa benim kalbim Akdeniz’de değil Ege’de kaldı.
Yalnızlığım içimde büyüyen bir lisandı. Sensizlik içime işleyen derin bir acı bıraktı.
Büyük mesafelerin ardında gizli bir mutluluk, canım turnalar götür beni sevdiğime.

Bir gülüş, bir bakıştı istediğim, yoksa eğer yaşatma bizi boş yere.
Dışarıda hain bir rüzgar sesi, kulaklarımı tıkıyor bu usulca uğultular, taş duvarlar arasında sıkıştım kaldım, göz bebeklerim de ayrılığın parıltısı yüzüme vuruyor ay gibi. 

Kanaat getir bu işe ey gönül yakıyor ateş söndü bülbül.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Japonların kutsal toprağı; Kân köyü

Eskiden KÂR Yağardı Erzurum'a